22 Kasım 2011 Salı

New York, I Love You (2009)

Sakin bir kış gecesinde, beklentinizi çok da yüksek tutmadan, yer yer tanıdık yüzlerin yer aldığı, su gibi akan kısa hikayelerin oluşturduğu bir film seyretmek isterseniz New York, I Love You güzel bir seçenek. Geçen sene dvd'sini alıp da seyretmeye başlayıp devamını getiremediğim 'Paris, I Love You'dan sonra, 'Cities of love' başlığı altında çekilen bu ikinci filmi sevdim. Özellikle Elizabeth ve Elizabeth: The Golden Age filmlerinin yönetmeni Shekhar Kapur, Natalie Portman ve Joshua Marston'ın yönettikleri kısımlar benim açımdan filmin etkileyici öyküleriydi. Her ne kadar, filmin açıklamasında, aşkı bulmak ortak tema olarak belirtilse de, farklı bakış açıları, bu temayı genişleterek, farklı vurgular oluşturabilmiş.

Biraz araştırınca, 'Cities of love' oluşumunun Rio, Şanghay ve Kudüs'te çekilecek filmlerle devam edeceğini öğrendim. Şehirlerin, hikayelere arka plan olmanın ötesine geçtiği filmler bu aralar revaçta. Woody Allen'ın Vicky Cristina Barcelona'sı ve Midnight in Paris'inden sonra, bu seri de 'şehir' vurgusunu kuvvetlendirmekte. Tabii, bunların altında turistik tanıtım ya da ileti kaygılı eğilimlerin bulunması da olası. 

Peki şehirler ne kadar önemli günlük yaşamımızda ? Gerçekten Paris'te yazar olmakla, Ankara'da yazar olmak arasında çok belirgin bir fark var mı ? Kuşkusuz ki yaşanılan ortamın; kişiliklerimiz, beklentilerimiz ve günlük hayat kalitesine olan etkileri yadsınamaz. Lakin, belli bir sınıflandırma yapmaya çalışmak sanırım, durumu tavuk-yumurta döngüsüne götürmekten ileri gitmez. Şehrin bireyleri şekillendirmesi gibi, bireyler de içinde yaşadıkları şehirleri şekillendiriyorlar. Ekonomi, bireylerin eğitim seviyesi, şehrin coğrafi özellikleri gibi bir sürü veriyi de işin içine katınca, durum bir insanın hikayesinden, bir şehre sonrasında da bir ülkenin hikayesine doğru gidiyor. Hikayeler güzel..İnsanlık halleri güzel..Güzel anlatıldıklarında, sanal da olsa bir paylaşım alanı yaratabiliyorlar...


Bu parçadan kısa bir bölüm filmde yer alıyordu...

Hiç yorum yok: