19 Şubat 2011 Cumartesi

Nils ve Uçan Kaz (Nils Holgerssons underbara resa genom Sverige)



Çocukluk Clementine'siz olamıyorsa Uçan Kaz'sız da olamaz. Pazar günleri, Pavlov'un köpeğinin zil sesini duyduğunda salyasının akması gibi, ben de İşitme Engelliler için Haber Bülteninin o sinir bozucu sesini duyduğumda bekleme konumuna geçerdim. Sonrasında gelsin güzelim Morton, Komutan Akka, Nils, Reks. Orjinal adı "Nils Holgerssons underbara resa genom Sverige" olan Uçan Kaz'ın yazarı Selma Lagerlöf. Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan hem ilk kadın hem de ilk İsveç'li yazar olan (daha o zamanlardan "İsveç Ülkesi"ne sempati duymuşum :p) Lagerlöf, 1906'da "The Wonderful Adventures of Nils"i, 1907'de de "Further Adventures of Nils"i yazmış. Daha sonra bu ikisi "The Wonderful Adventures of Nils" başlığı altında toplanmış. İlk olarak 1955 yılında "The Enchanted Boy" adı altında çizgi filmi yapılan kitap, sonrasında 1980 yılında, şimdilerde "Naruto"  adlı animenin de yapımcısı olan Studio Pierrot tarafından 52 bölümlük diziler halinde çizgi film haline getirilmiş.

Genel konusuna bakacak olursak, yaramazlık yaptığı ve hayvanlara kötü davrandığı için, bir büyücü tarafından parmak çocuk haline getirilen Nils ve köstebek Karot'un, Laponya'ya gitmek üzere uçmayı öğrenerek yaban kazları arasına katılan Morton'la beraber çıktığı yolculuk diyebiliriz. Bu yolculuk sırasında, yaban kazı sürüsündeki karakterler ve onları takip eden şapşalların efendisi tilki Reks'le olan maceralarına da tanık oluruz. 


Çizgi filmin yayınlandığı dönem Milliyet Yayınları'ndan çıkan, şimdi gözüm gibi baktığım bir de çizgi roman serisi vardı Nils ve Uçan Kaz'ın. Hatta bu derginin arkasında yayınlanan kuponlar vardı, onları biriktirip çekilişe katılınca bir hediye veriyorlardı. Muhtemelen verilecek olan hediye Nils ve Uçan Kaz'la ilgili değildi ama ben birşey çıkmayınca bayağı üzülmüştüm :). Geçtiğimiz birkaç sene içerisinde, Kanal 7'de tekrar yayınlanan bu çizgi filme denk geldiğimde, bayağı bir şaşırdım. Kokuların bir anda bağlantılı olan anılara götürmesi gibi ben de, hopp bir anda çocukluğuma ışınlanıverdim. "Hey gidi günler" diyerek, azıcık bir kısmını da kaydetmeyi başardım. Bir sonraki adım, Nils'in kırmızı düdüklü şapkasından bulmak :)....


Hiç yorum yok: