24 Şubat 2011 Perşembe

the ring of loss/turns into the ring of hope

Bugün liseden beri benimle olan çok sevdiğim bir yüzüğümü kaybettim. Amerika'daki ilk psikoloji laboratuvarını kurmuş olan William James (1842-1910) "benlik" (self) tanımını yaparken, üç farklı yönden bahseder bunlar; maddesel benlik (vücudumuz, kıyafetlerimiz, sahip olduğumuz şeyler, aile, ev), sosyal benlik (kim olduğumuz ve diğer insanlarla iletişimde nasıl davrandığımız) ve ruhsal benliktir (bireyin içsel durumu, psikolojik aktiviteleri).
''In its widest possible sense...a man's Self is the sum total of all that he can call his, not only his body and his psychic powers, but his clothes and his house, his wife and children, his ancestors and friends, his reputation and works...If they wax and prosper, he feels triumphant, if they dwindle and die away, he feels cast down.''
James, 1890/1950, pp. 291-292
Yüzüğümü kaybettiğimi farkettiğim andan beri maddesel benliğim alarm durumuna geçti. Resmen bir eksiklik hissediyorum. Maddeler ve onlara yüklediğimiz anlamlar. Zaten yaşam da bunun üzerine kurulu değil mi...Zamanın tuzu da böyle birşey işte. Yüzüğün kaybolma zamanı gelmiş...Bu parça da benden giden yüzüğüme olsun;

One ring to the dark lord's hand
 Sitting on his throne 
In a land so dark 
Where I have to go 

Ertesi gün.....
Dün gittiğim yerleri düşünerek, "hadi içimde kalmasın bir arayıp, sorayım" mantığı çerçevesinde, aradığım ikinci yerde, aldığım diğer yüzüklerle beraber kendisini bulmuş bulunuyorum. Dolayısıyla kendisine
"One Ring to rule them all, One Ring to find them,
One Ring to bring them all and in the darkness bind them" demek isterim...hope restored...kozmosuma buradan sevgiler, saygılar.....

Hiç yorum yok: