28 Ocak 2012 Cumartesi

seviyorum sevmiyorum

Taşınma durumunda, en zor gelen şeylerden biri, neleri götüreceğime neleri atacağıma karar vermek. Bin sene öncesinden kalmış ders notları, defterler, makaleler...bir de günlükler...e tabii somut olarak onları atsam da soyut olarak kafamda götüreceklerim var, onlara karar vermek biraz daha zor...

yağ satarım bal satarım
Ayıklama işlemine başlayınca farkettim ki, sandığımdan çok daha fazla şeyi, büyük bir rahatlıkla atabiliyorum...anlaşılan o ki giderken arkamda pek de 'unfinished business' bırakmayacağım...öngördüğümden çok daha fazla şey miadını doldurmuş benim için. Sevindirici. Tükenmişlikler anlamında tabii ki üzücü fakat oyunları hiç bir zaman tek başımıza oynamıyoruz. Diğer oyuncular pes etmeyi ya da bırakıp gitmeyi seçtiklerinde veya siz o noktaya geldiğinizde, oyun biter. Hayat dediğimiz şey de böyle devam etmez mi ?...Tabii ki, kendi içinizde oyunu devam ettirmeye karar verebilirsiniz, sadece karşı tarafın/tarafların artık bunu bilmesine gerek kalmamıştır. 

Daha önce bir yazımda bahsetmiştim. Psikolojide 'family sayings' diye bir kavram var. Ailelerimizde çocukluğumuzdan beri yankılanan özlü sözler. Öyle ki, muhtemelen, kendimizle ilgili düşüncelerimizi oluşturmada, hayata bakış açımızı şekillendirmemizde büyük etkileri var. Olumlu olduklarında çok işimize yarayan bu sözler, zarar verici olduklarında da, iyileşmesi zor yaralar açabiliyorlar. Düşünsenize, 7-8 yaşında, hayatta tanıdığı ilk insanlar olan anne ve babasının fiziksel üstünlüğü karşısında kendini zaten 'yetersiz' hisseden bir çocuğun duyduğu 'zaten o pek becerikli değil', 'hep en iyisi yapılmalı', 'ya en güzelini yap ya da hiç yapma', 'kendini kurtarmak için herşey yapılabilir', 'bunlar zaten yapman gereken şeyler' gibi sözler, süzgeçten geçirelemeden direkt, kendimiz ve çevreyle ilgili 'dünya bilgisi' hanemize işlenir. Kendi ailemde de bu özlü sözlerin etkisi büyüktür. Neyseki, büyük kısmı olumlu tarafta..işte onlardan birini az önce, bir dostuma söyledim..''içindeki dalların kurumasına izin verme, şimdi yeşillenmiş olmasalar da, ölmesinler, zamanlarını beklesinler...'' Velhasıl, oyunlar bitebilir ama oyun oynamaktan vazgeçmemek gerek...

Hiç yorum yok: