11 Ocak 2013 Cuma

Tarihimizle Yüzleşmek - Emre Kongar

Buraya gelirken yanımda sadece bir tane kitap getirebilmiştim, onu okuyunca da elimde Türkçe kaynak kalmadı. İngilizce kitaplara devam ettim ama gün içinde yazılı ve sözel İngilizce'ye fazlaca maruz kalınca, onları da bıraktım. Sonra e-kitap okuyucuları keşfettim ve Barnes & Nobles üretimi Nook'tan bir tane alıverdim. İyi ki de almışım, internetten Türkçe kitaplara da erişimim olunca, aylardır özlediğim okuma imkanına kavuşmuş oldum. 

Okuduğum ilk kitap Emre Kongar'dan Tarihimizle Yüzleşmek oldu. Kitapla ilgili değerlendirme yapacak olursam, ilk olarak kitabın kapsamlı bir tarih kitabı olmak gibi bir iddiası yok ve değil de. Emre Kongar kitabın önsözünde bunu şöyle aktarıyor:

 'Ben bir tarihçi değilim, bir toplumbilim öğrencisiyim. Bu kitapta yazdıklarımı, bulduğum yeni belgeler veya kimsenin bilmediği özgün metinler üzerine de dayandırmadım. Tam tersine, yazdıklarımı, başta İslam Ansiklopedisi ve Türk Ansiklopedisi olmak kaydıyla, herkesin bildiği, herkesin her an ulaşabileceği, güvenilir kaynaklara dayandırdım.' 

Dolayısıyla, kendisinin de ifade ettiği üzere kitapta ön plana çıkan tarihsel gerçeklerden ziyade, Kongar'ın bunları ele alış biçimi oluyor. Bu noktada da, Kongar temel olarak 'resmi ve gayri resmi tarih' ayrımını, böyle bir ayrımın işlevini ve ortaya çıkışını anlatarak, Türkler'in islamiyeti kabul edişlerinden başlayıp, Ermeni sorunu, Cumhuriyet'in ilanı, soğuk savaş, Demokrat Parti gibi konuları resmi tarih ve gayri resmi tarih açısından yorumluyor. Yakın Türkiye tarihini iyi bilenlere oldukça hafif gelebilecek, orta düzeyde bilgi sahibi olanlar için derleyici bir kitapken, bu konu hakkında pek de fikri olmayanlar için iyi bir başlangıç kitabı olabilir diye düşündüm. Her bölüm kendi içerisinde sonradan yapılması gereken pek çok okumayı ve neredeyse bir uzmanlık alanını barındıyor. Kitabın dili gayet sade, bir sohbet havası içeriyor, yer yer tekrarlar sıkıcı olabiliyor. 

Ve tabii ki, daha önce bir yazımda belirttiğim üzere, her kitapta olduğu gibi yazarın bakış açısını yansıtan, 'taraflı' bir kitap. Yazarın bulunduğu 'tarafı' sevmeseniz bile, şimdiye dek bildiklerinizi sorgulatabilmesi açısından değerli bir kitap. 

Bu da benim kitaptan altını çizdiğim bir alıntı:

'Atatürkçülüğe asıl büyük zarar verenler, 1980 darbesi sonrasında ülkeyi yönetirken, anti-demokratik uygulamaları, hukuk devletinden sapmaları, soygunları ve hatta Atatürk'ün kişisel vesayetine aykırı yasaları Atatürkçülük maskesiyle gerçekleştirenler, pek çok aydını, yazarı ve düşünürü, yalnız bu nedenden dolayı Atatürkçülükten soğutanlardır. İşte ikinci Cumhuriyetçi oluşumun temelinde esas olarak darbecilerin yol açtığı bu oluşum yatar. Özal döneminde Atatürkçülüğe saldıran cephe, şeriatçıların yanında, işte ''İkinci Cumhuriyetçi'' denilen bu bir grup aydın, yazar ve düşünür tarafından güçlendirildi ve genişletildi. Bunların önemli bir bölümü eski solcu olan kişilerdi...' (Tarihimizle Yüzleşmek, pp. 222). 


Hiç yorum yok: